Münih'in simgelerinden birisi olan Frauenkirche katedralinin içi.
Münih Marienplatz'ın ortasında bulunan Meryem Ana Sütunu'nun çevresindeki 4 adet figürden birisi. Her bir figür, şehrin üstesinden geldiği bir zorluğu simgelemektedir - yılan, sapkınlığı temsil eder.
Arka planda ise, 1874 yılında kullanıma açılan Neues Rathaus, yani "Yeni" Belediye Sarayı görülüyor.
Münih şehir merkezinin hemen dışında bulunan Dachau toplama kampında "no man's land" olarak geçen bölüm.
Kampın gerisine kıyasla yemyeşil olan bu alana giren kamp tutsakları, arkadaki gözlem kulesinde yer alan askerler tarafından görüldükleri anda vuruluyorlardı.
Münih'in en eski biralarından birisi olan Augistiner Braü'nun ismiyle açılan Augistiner Bierhall'dan bir manzara.
Tavanda asılı olan avize ise, 1500'lerde gerçekleşen veba salgınında Bavyera Dükü'ne sadık kalan ve sokaklarda dans ederek salgını kovmaya çalışan fıçıcıların dansını sergiliyor.
Münih şehrinin belki de en popüler hediyelik eşyası, burada çeşit çeşit görünen bira bardaklarıdır. Orijinalleri kalaydan yapılan bardaklar, günümüzde porselen ve cam gibi maddeler kullanılarak da yapılmaktadır.
Münih'in ismi en çok bilinen birahanesi Hofbraühaus'un ortasında yer alan sahnede gösteri yapan oom-pah bandosu. Oom-pah ismi, bando içerisinde yer alan tuba gibi bakır nefesli çalgıların çıkardığı derin seslerden gelmektedir.
İlk binaları 1300'lerin sonunda yapılan ve uzun yıllar Bavyera Hükümdarlarının resmi konutu olarak kullanılan Residenz'te yer alan Antiquarium koridoru.
Antiquarium, 1571'de Dük 5. Albert'in geniş antika koleksiyonunu sergilemek üzere inşa edilmiştir.
Rezidens Saray'ının resepsiyon salonlarından birinin detaylarını inceleyen bir grup.
Rezidens Sarayı'nın uçsuz bucaksız gözüken koridorlarından birisi, pencerelerden süzülen güneş ışığıyla ilginç bir görüntü oluşturuyor.
Bavyera Hükümdarlarının resmi konutu olan Rezidens Sarayı'nın içerisinde yer alan ve 1750'lerde tamamlanan Cuvilliés Tiyatrosu. Mozart'ın Ideomeneo operasının galası burada gerçekleşmiştir.
Englischer Garden'ın şehirle birleştiği noktada, yapay Eisbach deresinin oluşturduğu küçük bir dalga üzerindeki sörfçüler, Münih şehrinin simgelerinden birisi haline gelmiştir.
Münih'te yer alan Englischer Garden, yani İngiliz Bahçesi, Avrupa'nın en büyük halka açık parklarından birisidir - hatta New York'un Central Park'ından bile daha büyüktür.
Yapıldığı tarihlerde İngiliz peyzaj mimarisinden esinlenildiği için bu şekilde isimlendirilmiştir.
1972 Münih Olimpiyatları'nı kutlamak amacıyla, Japonlar tarafından Münih şehrine hediye edilen Japon Bahçesi ve Çay Evi, Englischer Garden'ın göllerinden birinin ortasında yer alan bir adada bulunmaktadır.
Münih Devlet Opera binasının, 1810'lu yıllarda başlayan hikayesi acılarla doludur.
1817'de henüz tamamlanmadan yanmış ancak 1818'de nihayet açılabilmiştir. Yalnızca 5 yıl sonra, 1823'te sahne dekorundan çıkan bir yangın nedeniyle büyük ölçüde yanmış, 1825'te tekrar yapılmıştır.
Uzunca bir süre herhangi bir olay yaşanmayan bina 1943'te, 2. Dünya Savaşı sırasında bir hava saldırısında yıkılmış ve 1963'te günümüzdeki şekliyle tekrar inşa edilmiştir.
Kral 1. Ludwig tarafından 1852'de yaptırılan ve Bavyera ordusunun zaferlerini simgeleyen Siegestor Takı.
Münih Marienplatz'ta yer alan eski belediye binası (Altes Rathaus), günümüzde tamamiyle ayakta durmasa da altındaki yollar ve kemerleri ile dikkat çekici görüntüler olşturuyor.
Dünyanın en büyük bilim ve teknoloji müzesi olan Deutsches Museum'da, uçuş tarihinin sergilendiği salon içerisindeki tarihi öneme sahip çeşitli uçaklar.
1900'lerin başında açılan müze, yılda yaklaşık 1,5 milyon ziyaretçi almaktadır.